30 Mayıs 2011 Pazartesi

Istanbul-Bozcaada

Firsat bu firsat diyerek, Mayis ayinda Bozcaada'da duzenlenen 1. Bozcaada Yari Maratonuna motorla gitmeye karar verdim. Risk almamak adina, Cumartesi ogle 14:00'de start verilecek olan kosuya cuma gununden gitmek en akillicasi idi. Ustelik kosuda gorme ozurlu abimiz Necdet Turhan'a klavuzluk edecegimden vaktinde hazir ve nazir olmak daha da onemliydi.

Sabah 6:00'da evden hareket edecek sekilde aksamdan cantalar, cadir, uyku tulumu, kiyafetler hazirlanip kapiya yakin kondu, ki Yenikapi feribotu kacirilmasin. Motorsiklet icin bilet alinmisti zaten. Tek yon 55 TL Mayis 2011'de. Sabah erkenden kalkis, zirhlari burunus ve cantalarla asagi inis. Saat 6:00 olmadan kontagi cevirmistim. Depo 1 gun onceden dolu. Trafiksiz istanbul yollarinda, 1. kopruden, vatan caddesi ve yenikapi'ya ulasmak uzun surmedi. IDO limana gitmeden yol ustunde tost yemek icin bile vakit vardi.

Bileti basip feribota bindim, benden once bir hayli motor sol tarafa zaten yerlestirilmisti. Yukari ciktigimda kosu camiasindan bir hayli tanidik yuzler vardi. Sanirim rota ortakti, Bozcaada. Dailymile grubundan Ilgaz ve aileside feribotta idi. Yeni tanistigim ve bisikletle ayni rotadan Bozcaada'ya giden Tansu. Pes dedim. Bandirma'dan Geyikli nerden baksan 200km vardi, tum gun bisiklete binmekde neydi. O da bizi anlamiyormus, saatlerce kosmakda neyin nesiymis.

2:15 gibi bir surede Bandirma'da idik. Bozcaada'da gorusmek uzere ayrildik. Tabelalari takip ederek Canakkale yoluna cikinca is kolaydi. Yolda her yerde tamirat, genisletme calismalari ve bozulmalar vardi. Bircok yer bisiklet icin uygun degildi ama bana sorun yoktu elbet.

50km sonra, tak bir radar, hemen frenledim, 100-110 arasi bir seyde gectim ama hicde belli olmaz.... Trafik ekibide biraz ilerde gorunuyordu zaten, ben yinede aradaki benzin istasyonuna gireyim dedim. Kucuk sirin bir cami vardi, 2 rekat kilmadim ama gezinin ilk fotosunu orda cektim. Benden sonra birkac araba, iki motorlu daha durdu. Her hallerinden belliydi ki onlarda radar korkusuyla durmustu.  


Korkunun ecele faydasi yok, aksama kadarda burda beklenmezdi, bastim ciktim benzinlikden. Duuuur, isaretiyle saga cektim, kaski cikardim, buyrun memur bey. Obur arkadasin nerde? Hangi arkadas baska kimse yok. Iki kisi degil misiniz siz, su benzinlige girdiniz. Yok ben gurup takilmam, solo giderim, o arkadaslar hala orda. Radar aracindan diger iki motorun tarifini alarak beni saldi. Oh be, yok yere 100-150 kaat vermekden yirttik. Biraz daha yavas, dikkatli surmeye basladim artik.

Sagda giderek yaklasan Avrupa kitasi beni masmavi marmara denizinden canakkale bogazina dogru goturuyordu. Koca gemiler giden gelen. Yer yer zeytinlikler, duzenle dikilmis meyve agaclari, tarlalar, bostanlar. Memleketin en bereketli topraklarini bahar costurdukca costurmus, hizli gitmektense bu manzarayi doya doya seyretmek daha keyifli.

Canakkale'ye girmeden dogru geciyorum, arada bogaz manzarali kuzu sis kebap. Ezine'ye varmadan, anayoldan Geyikli'ye dogru cikinca yol daraliyor ama cicekli-bocekli bu dar yolda surmekde cok keyifli. Gelincikler fiskiriyor her yandan. Biraz sonra Ilgaz'da arabasiyla geciyor ben yol kenarinda foto cekerken. Tansu nerelerde acaba?
Biraz ilerde cimento fabrikasi, ruzgar gulleri. Bozcaada feribot limanina cok kalmamis olsa gerek. Kisa bir surus sonrasi feribot sirasinda sabah Bandirma feribotundakilerle bulusuyorum. 
Kosu sebebiyle Geyikli-Bozcaada seferleride artirilmis, feribot kuyrukdakileri almayacak kadar kucuk. Insanlar plaja dagilmis, kimleri kafede yorgunluk gideriyor kalkis saatini beklerken. Bir sure sonra dolusuyoruz feribotun alabildigi kadar. 
Bozcaada'ya varis. Kucuk kafeler, restoranlar, evler, sokaklar, bozulmayan taraflar cok sirin. Yeni yapilan binalarsa hic bakilmayacak fotosu cekilip buraya konmayacak kadar vasat.



Vakit varken hem yari maraton parkurunu hemde adayi gezmek adina sehirden cikiyorum. Cadirla geldigim icin cadir kuracak yerde bulmam lazim. Dolastikca anliyorum ki ada hayli buyukmus, parkur ise ciddi zorlu. Kosu sonrasi herkes hemfikir ki kosulan en zorlu yari maraton parkuruydu. Ustune eklenen sicak hava ise tuzu biberi oldu.


Tur sonrasi sehirde yapacak en guzel sey o kafe bu kafe oturmak, arkadaslarla sohbet, ada cayi icmek, aksama ne yiyelim diye dusunmek.



Tansu aksama variyor gunesden kizarmis, yorgun bir halde. Helal olsun, oyle ya da boyle istanbul'dan bisikletle geldi. Sonradan Mustafa ile tanisiyorum, o daha uzun yoldan Izmir'den gelmis bisikletle. Gece gunduz demeden. Ne guclu direncli cocuklar varmis demek.

Aksam yemegi sonrasi herkes pansiyonlara, otellere dagilmisken bense limana kurdugum cadira. En kral benim lokasyonum sanirim. Umarim gece hava soguk olmazda, cadirda kalma fantazisi zehir olmaz. Usume ihtimaline karsi, alt ve uste giyecek kiyafetleride yanima alip iki kisilik suit odama giriyorum.  

Gece iyi gecti, birkac kopek kavgasi, cadira yanasip icinde ne var diye meraklanan kedi ve sabah gunesi disinda bir rahatsizlik olmadi. Otelde, pansiyonda kalan arkadaslarin cogu ise usumus.
Maraton sabahi gunun ilk isiklariyla edilen arkadaslarla edilen kahvalti, icilen caylar, sohbetler, bu sirin adada olmanin en guzel yani. Biraz orda otur biraz burda derken kosu vakti yaklasiyor. Kosu oncesi hazirliklar ve klavuzluk yapmak icin Necdet abiyle meydandaki kahvehanede bulusuyorum. Diger klavuz Ozlem bizi start alaninda yakaliyor.

Start anindaki hengame ve kalabaligin gorme ozurlu bir kosucu ve yaninki iki kisiye sorun olmamasi icin herkesden 2 dakika once biz start aldik. Necdet abi bize, biz ona klavuzluk ederek zorlu yari maratonu 2:07 ile bitirdik. Siradisi bir deneyimdi. Aksamina yeme icme eglence kutlama.....


Bozcaada o hafta sonu turizm mevsimi disinda 700 kosucu, bir o kadar da yaninda gelenlerle 1500-2000 kis agirladi. Hem onlar hem biz cok memnun kaldik.

Pazar sabahi donus ayni rotadan. Hava uc gundur oldugu gibi yine gunesli, durdukca terletecek kadar sicak. Ta buralara gelmisken yol ustunden zeytin ve keci peyniri almadan donulmez. Orda oyalan, burda oyalan, Biga'ya da gir bi bak ne varmis derken 14:30'daki Bandirma-Yenikapi feribotuna yetismek icin asiri hiz yapmak zorunda kaliyorum ve 1-2 dakika ile kendimi ve motoru ancak atabiliyorum feribota. Yine bizim ekip feribotta. Yenikapi'da Istanbul biraktigimiz gibi, sicak, kalabalik ve gurultulu.